Denize Tutkun Bir Ressamımız Bahriyeli İsmail Hakkı Bey
Taha Toros
Eğitimi ve mesleği dolayısıyla, İsmail Hakkı Bey’in kimliği, daima “bahriyeli” olarak tanımlanır. Ressamımızın diğer bir kimliği de mistik bir semtle; doğup, yaşadığı Üsküdar ile birlikte anılır. O’na Üsküdarlı İsmail Hakkı Bey de derler.
İsmail Hakkı Bey, 1863 yılında, denizle kucak kucağa yaşayan bir evde doğdu. Bütün ömrü, denizle ilgili mesleklerde geçti. Sanat, hayatının ağırlığı da denize yönelik çalışmalarla devam etti.
Usta fırçası, tuallere deniz dalgalarını, heybeti ve heyecanı ile yansıtmakla geçti yaşamı.
Dünyanın en meşhur deniz ressamı-ülkemizde de çalışma yapmış olan Ayvazovski olarak bilinir. İsmail Hakkı Bey de Ayvazovski kadar deniz tutkusu olan bir sanatkârdır.
Yaptığı deniz tablolarındaki dalgalar, onun kalp atışları ile özleşmiştir.
İsmail Hakkı Bey, eğitimi için yine denizle ilgili bir meslek olan deniz inşaat mühendisliğini seçti.
1884 yılında bahriye inşaat mühendisi olarak yüksek tahsilini tamamladı. Bu konu ile ilgili Bahriye Nezareti İnşaat Dairesi’nde görev aldı.
O yıllarda, Türk tersanelerinde torpido ve harp gemisi yapılamıyordu. Osmanlı Deniz Kuvvetleri için Almanya’da bir zırhlı yapılmasına karar verildi. Hamburg’da yaptırılacak olan “Ejder” adlı Osmanlı torpidosunun yapımına nezaret etmek üzere İsmail Hakkı Bey görevlendirildi. O yıllarda, İsmail Hakkı Bey’in askeri rütbesi yüzbaşı idi.
Ejder Torpidosu’nun yapımı iki yıl kadar sürdü. Bu müddet esnasında İsmail Hakkı bey küçük yaştan beri resme olan ilgisini amatörlükten ustalığa yükseltti. Yurda dönüşünde deniz kuvvetlerinin inşaat işlerinde çalıştı.
1895 yılında İsmail Hakkı Bey’i yine Hamburg’a gönderilmiş olarak buluyoruz. Burada uzun yıllar çalıştı. Ne varki, bağlı olduğu İstanbul’daki daire yöneticileri ile -maaşının zamanında gönderilmemesi yüzünden- ihtilafa düştü. Devletten tahsisatını alamayınca istifa ederek Almanya’ya yerleşti. Geçimini sağlamak için bir taraftan Hamburg’daki Alman deniz inşaat müesseselerinde mühendis olarak çalıştı, bir taraftan da fırçasını kullanarak resimler yapıp sattı.
1908 yılında Türkiye’ye meşrutiyet ilan edildi. İsmail Hakkı Bey yurda çağrıldı ve kendisine binbaşılık rütbesi verildi.
1910 yılında yarbay rütbesi ile deniz inşaat reisliğinde bulundu. Üç yıl sonra, emekliliğini isteyerek yine denizle ilgili özel çalışma hayatına atıldı. Bir taraftan da çok güzel bildiği Almancası ile Berlin’deki gazetelerin İstanbul’daki muhabirliğini yaptı, bu gazetelere muhtelif makaleler yazdı. Bu arada, değişik Osmanlı tiplerinden derlediği karakalem portrelerini yayınladı. İsmail Hakkı Bey’in yaptığı bu tür resimler, Berlin’de yayınlanan (II-lustrierte Zeitung)un sahifelerini süsledi.
I. Dünya savaşı başladıktan sonra, ordumuzu desteklemek amacıyla İstanbul’da 1915 yılında Müdafaa-i Milliye Cemiyeti kuruldu. Bu kuruluş dönemin ünlü ressamlarına kartpostallar yaptırarak satış rekorları kırdı. Kartpostallardan İsmail Hakkı Bey’e ait olanlar adeta kapışıldı. Ressamımız, yukarıda adı geçen kuruluş için altı resim yapmıştı. Bu yazımızda bu resimlerden ikisini görmektesiniz.
İsmail Hakkı Bey, 1913 yılında emekli olmasına rağmen bilgisinden ve tecrübesinden yararlanılmak üzere. 1920 senesinde devlet hizmetinde göreve çağrıldı. İstinye’deki inşaat tezgahında mühendis olarak çalıştı. Buradaki hizmeti 1926 senesine kadar sürdü.
Ressamımızın son yılları Beykoz’da geçti. 1926 Aralığında hayattan ayrıldı.
Bahriyeli İsmail Hakkı’nın özellikle takdir edilen büyük boy deniz tabloları müzelerimizde bulunmaktadır. Eski İstanbul ailelerinde bulunan birkaç tablosu da müzayede salonlarında satılmış bulunuyor.
Ünlü ressamlarımızdan Hoca Ali Rıza Bey’in kayınbiraderi olan Bahriyeli İsmail Hakkı Bey’in eserleri toplu olarak, Cumhuriyetin ilanından sonra Musul meselesinin yabancılarla son görüşüldüğü yer olan Haliç’teki eski Bahriye Dairesinin duvarlarını süslemişti.
İsmail Hakkı Bey, 1913 yılında emekli olmasına rağmen bilgisinden ve tecrübesinden yararlanılmak üzere. 1920 senesinde devlet hizmetinde göreve çağrıldı. İstinye’deki inşaat tezgahında mühendis olarak çalıştı. Buradaki hizmeti 1926 senesine kadar sürdü.
Ressamımızın son yılları Beykoz’da geçti. 1926 Aralığında hayattan ayrıldı.
Bahriyeli İsmail Hakkı’nın özellikle takdir edilen büyük boy deniz tabloları müzelerimizde bulunmaktadır. Eski İstanbul ailelerinde bulunan birkaç tablosu da müzayede salonlarında satılmış bulunuyor.
Ünlü ressamlarımızdan Hoca Ali Rıza Bey’in kayınbiraderi olan Bahriyeli İsmail Hakkı Bey’in eserleri toplu olarak, Cumhuriyetin ilanından sonra Musul meselesinin yabancılarla son görüşüldüğü yer olan Haliç’teki eski Bahriye Dairesinin duvarlarını süslemişti.
İsmail Hakkı Bey’in I. Dünya Savaşında Müdafaa-i Milliye Cemiyeti için, 1915’de yaptığı tablolardan Kartpostal’a uygulananlar (Diğer bir örneği de yazının başında verilmiştir). (Taha Toros Arşivi)
“Fırtınalı Denizde Yelkenli ve Yandan Çarklı Gemi”, 75x26 cm, suluboya (Deniz Müzesi Koleksiyonundan)
“Bozcaadalı Hasan Hüsnü Paşa”, 1306, 184x250 cm, tual üzeri yağlıboya. (Deniz Müzesi Koleksiyonundan)